27 Ağustos 2008 Çarşamba

Test Drive Unlimited

Kafayı şu ara bu oyuna taktım. Bayağıdır Selin'in de oynayabileceği türden güzel bir araba oyunu arıyordum. NFS Pro Streeti çektim.....pek sarmadı. Sadece pistte düz yarış çabuk baydı. Bize çevreyi gezebileceğim, güzel manzaraların içinden gidebileceğim hoş, sakin ve eğlenceli bir oyun lazımdı.
Sonra biraz daha araştırma yaptım ve bu oyunu buldum. Oyuna Hawaii ye yeni taşınan genç bir kişi olarak başlıyoruz. Daha hemen başında karakterimizin tipini seçiyoruz. Karakterimizi oyun boyunca bir çok kere göreceğiz. O yüzden bu seçim sadece kozmetik bir seçim olmasına rağmen önemli. (Yani demek istiyorum ki beyler bi hanım karakter seçin de gözünüz gönlünüz açılsın :))

Karakterlerin surat yapısından saçlarına elbiselerinden ayakkabılarına her şeyi değiştirebiliyorsunuz.


Hava alanından çıkar çıkmaz hemen araba kiralayıp en yakın emlak ofisine gidiyor ve kendimize bir ev alıyoruz. Hemen ardından da güzel bir araba satın alıp Hawai'nin Oaho adasının birebir bir kopyasında arabamızı kullanmaya başlıyoruz. Biz başlangıçta Audi TT'yi seçtik ve doğru bir seçim olduğunu gördük. Zaten baştan başka bi araba seçebilseydik bile Selin'in TT'den başka bir şey isteyeceğini düşünmüyorum.


GPS yönlendiriciyi de takip edip ilk yarışımıza katıldıktan sonra tamamen özgürüz. İstediğimiz gibi gezebiliriz. Yolda katılabileceğimiz bir sürü yarış ve girebileceğimiz bir sürü dükkan var. Yeni arabalar almak için para, yeni elbiseler ve aksesuvarlar almak için de kuponlara ihtiyacımız var. Bunları da yarşları kazanarak elde ediyoruz. Yarış kazandıkça ve Oahu adasını keşfettikçe daha yeni, zor ve yüksek ödüllü yarışlara katılma hakkı kazanıyoruz. Tabii bu yarışlara girebilmek içinde daha güçlü arabalara ihtiyacımız oluyor. Zaman geçtikçe garajınız yetmemeye başlıyor ve yeni evler edinmeye yöneliyorsunuz.


Oldum olası açık uçlu oyunları sevmişimdir. O yüzden TDU çok hoşuma gitti. O kadara kadar ki cumartesi akşamı az kalsın kendime Teknosa'dan bir direksiyon alıyordum. Seyhan sağolsun kullanmadığı bir direksiyonu olduğunu söyledi de, direksiyon almadan önce test etme şansım oldu.


Direksiyon ile oynamak klavye ile oynakatan o kadar değişik ki kelimeler anlatmaya yetmez. Kendinizi daha çok oyunun içinde hissetmeniz yardımcı oluyor. Gerçi hala tam alışamadım ama bugüne kadar oynadığım bütün araba oyunlarını yeniden oynama isteği yarattı bende direksiyon. Tek bende de değil. Selin klavye ile araba sürme işini pek beceremiyordu. Direksiyon ile Selin de oyundan çok zevk almaya başladı.


Şu anda garajlarımızda şu araçlar var:

Jaguar E Coupe, Audi TT, Saturn Sky, Nissan 350z, Maserati Gransport, Lamborghini Gallardo Spyder, Lotus Exige Sport, Chevrolet Corvette Z06 ve iki tane de Kawasaki Motorsiklet.

Oyunda motorsiklet de kullanabiliyorsunuz fakat biz henüz verimli olarak kullanmayı beceremedik.

Hastasıyım Gallardonun. Bu arada arka plandaki gördüğünüz her yere gidebilmekte özgürsünüz.


Corvette'in bagajdan çıkardım mangalı piknik yapıyorum

İki adet fotoğraf ile bu güzel oyun hakkındaki yazımı bitiriyorum. Bir sonraki yazımda güzel bir yemek tarifi vereceğim geçen gün yaptım süper oldu.


Ah keşke oyunda Honda Jazz'da olsaydı.





25 Ağustos 2008 Pazartesi

YAZZZZ TATILI...

Ender & Selin 2008 Yaz özeti ...

Yaz geldi mi_? Ne zaman temmuz oldu _? Ne zaman tatile cikacagiz _? Neden Istanbulda fırtına var_? Tüm bunlara anlam veremeden baktık ki temmmuz geçti, ağustos gelmiş :) Patronla yapılan pazarlıkla bir haftalık izine karar verildi --> 11-15 agustos... Tabi ki her saniyesini değerlendirmek isteyen biz 3 afacanlar cuma işten erken kaçıp hemen feribota ordan da çeşmeye vardık. Mutlu huzurlu sakin evimize ... Hemen her yaz ordayız. Biz orda mutluyuz kafamızı dinliyoruz. Tatilin tadını çıkarabiliyoruz. Süper ! Hem bu yaz amerikadan kuzenler de var, istanbuldan kardeşler de... Çok kalabalığız. Haftasonu çabucak geçti. Dehşet eğlenceli geçti. Ender gece hayatına ufaktan alışmaya başladı ;)) mekan ayayorgi koyunda reklam olmasin adini vermeyelim... bkz pic1


Plansız başladığımız tatilimizin son 3 gununu de fethiyeye ayıralım dedik. Hem ziyaret hem gezmek görmek. Bir gün Fethiye 12 adalar, bir gün de Ölüdeniz tekne turu . ölüdeniz tekne turundan sonra bizi çeşmedeki eve taşıyan sevgilimi ayrıca takdir ediyorum. İzmirden Çeşmeye en sorunsuz otoyol kısmında arabayı ben devraldım tabe :)

Anladık ki Fethiyeye ağustosta gidilmezmiş. Deniz öyle sıcak ki, serinleyemiyorsun bile. Bir de kalabalıktan deniz pis olmuş. Çok yazık. Gidecekseniz mutlaka temmuz başında gidin. Herkes mi ağustosta izne ayrılmış heryer kalabalık çok lüzumsuz. Ama denizin rengi öyle güzel mavi ki ... Bazı koylarda denizin o kadar derin dibi o kadar yakın görünüyor ki şaşırıp kalıyor insan. Fethiyede yemyeşil çamların denize kadar inmesi o kadar güzel bi şey ki. Aşık olunası ... Tatil buymuş , burası da cennet dedirten ...bkz pic2


Yol üzerinde uğradığımız diğer cennet Gökovadan da resim koymadan geçmeyelim, Akyaka ve Ağahan ödüllü sanateseri evler. Hatlarda karışıklık oldu. Ödüllü binalar yerine sevgili Ender ve pırıl pırıl kemikleri donduran azmak suyu...bkz pic3



En sona en güzelini sakladım. Kelebekler vadisine giden yolda denize dimdik inen çooook yüksek yamaçlardan bir tablo. Denizin mavisine dikkat. Bu an özel olarak sizin için dondurumuştur. Lütfen ciğrlerinize çekiniz ve bu tatil anının tadına oturduğunuz yerden tekrar varınız.


Daha güzel bir 2009 tatili , bekle bizi ...