17 Aralık 2007 Pazartesi

Nokta .

Dilemma bitti ... Alıyoruz kardeşim nokta ! (asabiyet yapmışım yaw)
Her kafadan bir ses çıkarma olayına Türk milleti olarak bayılıyoruz. Ama sonuçta zevkler, renkler, tercihler farklı olabiliyor. Dünya üzerinde bir tek doğru yok. Siyah-beyaz da yok. Griler de var bu dünyada. Sonra herkesin kendine göre bir doğrusu olabilir. Ama ısrarcı ruhlar nedense kendi doğrularını ve tercihlerini kabul ettirme yoluna giderler. Çok da ısrar ederler. Sonra da "E tabi sen nasıl bilirsen/ istersen..." olur monologun sonu.
Şu gereksiz huyumuzdan bir vazgecsek ne güzel olur. Bırakın herkes kendi tercih ve beğenilerine göre hareket etsin. Kendi kararlarini versin özgür bırakın. Müdahele etmeyin. Rahat bırakın. Üstüne gitmeyin . En azından kendi karar vermiş olsun. Kendi seçimiyle içi rahat etsin. Yaptığı seçimin sonuçlarına kendisi katlansın.
Hayat seçimlerimizden oluşmuyor mu_? Onu bile kendi başımıza yapamıyorsak hani özgür yaşama hakkı _? Seçimlerinizi başkalarına bırakmayın, içinizden geldiği gibi tıkayın kulaklarınız ve içinizden gelen sese kulak verin. Oh be ! Dünya varmış :) Yaşasın özgür seçim hakkı....

6 Aralık 2007 Perşembe

Dilemma


İkilem demek. Şu anda feci ikilemdeyim. İkilemin sebebi ise şu iki harika araba.

Eski Jazz
Yeni Jazz



Evvvvvet doğru bildiniz aynı araba. Biri Jazz'ın şu anki kasası biri de Jazz'ın önümüzdeki sene çıkacak yeni kasası. Değişen şey sadece kasa değil. İç aksam, koltuklar, göstergeler, direksiyon veeeeee motor değişiyor (1.3 100HP 1.5 120HP iki opsiyon ile). Yine CVT şanzıman ve şehir içi benzin harcama miktarının şimdikinden bile iyi olacağı söyleniyor(şu anda 7.2l/100km).

Ne yapsam bilemiyorum. Önümdeki opsiyonları şu şekilde görüyorum.

1- Salla yeni kasayı, al paşa paşa şimdiki Jazz'ı
İyi bir çözüm fakat yeni kasa çıkınca aç kurtlar gibi ona bakmaya başlarım herhalde.

2- Bekle ve çıkınca yeni Jazz'ı al.
Beklemek pek iyi fikir değil. Selin işe gitmekte zorlanıyor. Maslak trafiğine tıkış tıklım otobüste katlanacağına rahat şirin arabasında katlansın di mi? Yazık benim kuşuma.

3- Şimdi eski kasayı al çıkınca da yeni kasayı al.
Bu hem beni hem Selin'i mutlu edecek bir opsiyon olsa da bütçeyi mutlu etmeyecek bir çözüm olduğu gerçek. Şu anda satın alacağım herhangi bir arabayı 3-4 sene kullanmadıkça elimden çıkarırken arada oluşacak fiyat farkını 'ödemiyor'

4- Şimdi git eski kasayı ikinci el al çıkınca da yeni kasayı al.
Bu gayet mantıklı bir hareket bu sayede bir sene sonra elimden çıkarırken sadece 'yeni modeli çıktı bunun' sebebiyle mali kayıba uğrarım (+kasko + bakım). Ayrıca hemen yeni modeli almak gibi bir sorunum da olmaz. Yeni modeli biraz piyasa görür tanıdıklar alır, onların arabalarını deneriz, zamanı uydurduğumuzda alırız yeni kasayı.

5- Şimdi git eski kasayı kirala yeni çıkınca yeniyi satın al.
Bu da gayet mantıklı bir hareket. Şimdi herhangi bir araba alıp bir sene sonra elimden çıkardığımda fiyatından kaybedeceği miktar + kasko + bakım, kiralamaktan daha fazlaya geliyor. Bu (4)'den daha ekonomik bir seçim olmasına rağmen, bir senenin üzerinde kiralamaya devam ettiğimde ekonomikliğini kaybediyor.

6- Abi #### süper bir araba ona da bakın.
Ben son derece kalın kafalı ve inatçı biriyim. Taktım Jazz'a ne yapayım. Biliyorum bunun Korsası var Polosu var Yarisi var Mikrası var. Ama hiç biri bana Jazz kadar sempatik gelmedi.

7- Ne yapacak arabayı Selin binsin taksiye gelsin her gün daha ucuza gelir.
Bu malesef pek mümkün olmuyor. İş çıkış saatinde taksi bulmak çok zor. Selin'in yarım saatin üzerinde taksi beklediğini biliyorum.

Temel olarak durumumuz bu. Şu anda herhalde (4) yöntemini izleyeceğiz. Yani elinde İKİNCİ EL HONDA JAZZ ELITE OTMATİK VİTES (Google gör beni) olanlar lütfen bizimle bağlantı kursun.

Bu arada tabii ki elite. Sunroof, Alaşımlı jant, Otomatik klima, Arka disk frenler, Extra Airbag, Daha büyük tekerlerler, Kromaj kaplama el freni, Kromaj kaplama kapı kolları....daha ne ister ki bi insan arabadan?

3 Aralık 2007 Pazartesi

Almak ya da almamak degilmis sorun _? Sorun ne istedigini bilmekte...


Soooyle koca bir oooof çeksem istanbulun yedi tepesi birden yıkılır. İçim daraldi. Zamanımızın insanlarının genel yapısı itibariyle aceleciyiz (aceleciyim) . İşler uzadı mı hallolmadı mı bir sıkıntı basıyor beni. Zaten kararsızım, hatta önde gidenlerdenim. Bu da işin uzamasına neden oluyorsa kendim şahsen daha çok delleniyorum. Ohh anlattım rahatladım sanki . İyi geldi :)


Neyse sadede geleyim. Gittik gördük sevgili toytoy un arabalarını. Bu kadar mı kötü bu kadar mı uyduruk ve zevksiz olabilir 2008 modeller . Biz mi kocamla dinozor çağındanız yoksa bunu dizayn edenler mi başka çağda yaşıyor bilemiyoruz_? Zevksizlikten dökülen bu dütdütlere bindik ve indik. Beğenemedik :(


Biz de kalktık Condaya gittik. Cazz modelini oldum olası zaten sever benim kocacım.E bana da gayet şirin ve sempatik gelmekte bu dütdüt O zaman _?


O zaman düşünüp taşınmamız belki de kaşınmamız ve karara varmamız lazım...
ben bu konuyu yetkili mercilere havale ediyorum. Konuyu kapatıyorum artik kafamda.
Çok sıkılmışım ben çook walla ...

Bir of cekeyim de İstanbulun yedi tepesi birden yıkılsın :)
Shelinnn

28 Kasım 2007 Çarşamba

Almak ya da almamak ... iste butun mesele bu ...







Efendim , bizim bu evimizin hanımı ise giderken pek bir sıkıntı
cekmeye baslamis. Malum Istanbul'un trafiginin en gobeginden olan Maslakta.
Evin beyiyle dusunup tasinmislar, bir araba alsalar soyle az yakan ekonomik ufak sirin bir sey, derde derman olurmus gibi gelmis. Ama bir yandan da cok aci bir gercek var.
Maslaktan aksam is cikisi Levente gelmek kabuslarin en buyuklerinden.
Levazimda da park yeri problemisi var.
Ama ben ben ben cok istiyorrr....
Simdi ne yapsak ki _? Sarımsaklasak da mı saklasak sarımsaklamasak da mı saklasak _?

Ama bakınız su guzellere bakınız ... Birisi Yaris sirin mi sirin, ufacicik tefecicik , digeri de bunun abisi Auris, o da guzel , daha bir atletik duruyor ufakliga gore... Napsas sindi _?
Acaba netten oylamaya mı acsam ki _? Yok yok sonra spekulasyonlara kurban gitmeyelim di mi :)) Askim cok seviyorum seni :*





4 Kasım 2007 Pazar

@Paris




Symantec sagolsun egitim icin beni Parise gonderdi. 22-26 Ekim tarihlerinde Parisin ayazinda LaDefense'daydim. Egitimimizi guzelce tamamladiktan sonra cuma aksami donmek uzere havalimanına gittik is arkadasim Burcu ile beraber ve sevgili Fransizlarin bize hediyesi olarak ucagimiz iptal edilmisti .
Buradan tum ayirfırans ailesine sevgilerimi yolluyorum. Tum sevgili okuyucularima asla ve kati suretle bu havayolu sirketine itibar etmemelerini ve teheye den sasmamalarini oneririm. zaten bu kendini havayolu sanan sirket yilin % 70 grevde gecirirmis. Bilmeyenlerin dikkatine sunulur :) Ertesi sabahin korune bulabildigimiz ucak biletleri ile ucmak muthisti . Teheye nin hosteslerini gorunce boynuna atilip opesimiz bile geldi yani.
Sagsalim vatanimiza donduk. Paris gercekten cok romantik cok cok guzel bir sehir ama yaninda sevdigin sevdicegin olmadikca bos bir sehir. Romantik bir tatil icin gidilesi bir mekan.
Gitmeden once yapmaniz gereken tek sey size yetecek kadar fransizca kelimeyi yaninizda goturmek. Kendileri Ingilizce herhangi bir kelime konusmamayi bir numarali kural olarak kabul etmisler. Zaten hizmet sektorunde isinizin dustugu tum insanlar fransanin disindan geliyor.
Sonuc :
Parise gittin mi sevgilinle gideceksin ,
Parise gitmek icin ayirfırans disinda bir havayolu tercih edeceksin,
Kendimi turkleri ayirfıransin gazabina ugramaktan korumaya adayacagim :)
Selin

23 Eylül 2007 Pazar

Gideni uğurlamak....

"Ditmeee aşkısım, ditmesen_?"
Yine cansıkıcı bir iş gezisi daha... 24 - 30 Eylül arasında gerçekleşecek, kalana zor gelecek, gidene daha da zor gelecek, yanlızlık dolu, azap gibi 1 hafta, 7 gün... Polonya Varşova'da gerçekleşecek bir elektrik fuarı yüzünden sevgilim Ender yuvadan uzak olacak, Selin de kardeş Öşkürle kalacak.
En azından yanlız değilim. O zaman koca İstanbulda bir başımayım psikolojisine giriyorum. Zor geliyor Endersiz olmak ne yapayım_? "Ben sensiz İstanbul'a düşmanım"... Bütün bir hafta bu şarkıyı dinlerim artık. Söz konusu şarkının sahibi Gripin. Asırlar sonra MP3 devrinde gidip CD'sini aldığım grup. Zaman çabuk geçsin, gözümü bir açsam bir kapasam sonra hemencik aşkım gelse. Ayrılıklar çekilmez kavuşmak olmasa ...

30 Ağustos 2007 Perşembe

selin & ender düğünden foto




İşte hayatımızın en doğru kararını verip de resmileştirdiğimiz gün ...
ne kadar da mutluyuz, heyecanlıyız... herşeyiyle çok güzel bir geceydi,
iyi ki evlenmişiz aşkım di mi _?
imzalarımızı atmadan önce Baltalimanında bahçedeyiz...

4 Ağustos 2007 Cumartesi

Hello World

Her bilgisayar dilini öğrenmenin ilk adımı olan 'Hello World' olayını burada da gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Hepinize merhaba arkadaşlar.

Bundan böyle bu sayfada ikimizin güncel olaylara yorumlarını, yemek tariflerini, gerektiğinde isyanlarımızı, gerektiğinde sevinçlerimizi, kısacası, bizim hayatımızda bizim çevremizde dönen her şeyi sizler ile paylaşacağız.

Haydi bakalım.